Evet kardeşim, yirmi yaşına gelmiş biri olarak söyleyeyim; bir ton insan tanıdım. "Yapmaz." denilen şeyler de yapıldı. Şunu aklınızdan çıkarmayın: Bu hayatta her an her şey olabilir, hiçbir şeyin garantisi yok.
Tenekeler:
1. Vasıfsız Abiler
Vay güzel abim benim! Ortada aylak aylak geziyorsun, ne bok olduğun belli değil. Vasıfsızın tekisin. 3 kuruş para kazanacak göt yok, onu bunu çarpıp dolandırma peşindesin. He, sana "abi" diyenleri biatına aldığını zannediyorsun. Onları ezip büzüp, gerekirse hırsızlık yaptırıp, onu yaptırıp, bunu yaptırıp kopartmaya çalışıyorsun. Ne güzel dünya! Ulan kardeşim, siktir git önce götüne bir don al.
Böyle insanlardan mümkünse uzak durun kardeşim, çünkü sizi rehin alırlar. Çevresinde durduğunuz sürece zarardasınız, emin olun. Kendinize saygınız, sevginiz olsun ve bunu gerçek abilerinize iletin. Teke tekte gücünüz yetiyorsa dövün. Tabi, gerçek abiler dediğimiz onlar, mahallede huzuru sağlar; diğerleri bir sikim değildir. Aklınızı kullanın, seçimlerinizi iyi yapın. Durumu izah ettikten sonra gerçek abi dediğimiz kişilerin aklına yatar ve harekete geçerler. Bir daha size yanaşırken, emin olun, kafasının bir köşesinden geçer: "Bu çocuğa böyle yaptım, abisi ağzıma sıçtı." diye. Öbür türlüsü de şiddete başvurursunuz, bu kadar basit. Ama emin olun, şiddet sokakta da olsa her zaman çözüm değil. Gerçi o şiddeti nasıl uyguladığınıza bağlı. Hafif ölçekli bir şiddet, uyarı niteliğinde en iyisidir. Örnek: burun kırma, bayıltma tarzı şeyler.
2. Torbacı Abiler
"Kardeşim gel buraya, lazım mı?" Duymuşsunuzdur o abilerden bu lafları. "Valla elimde harika bir şey var, sana güzellik yapacağım gel." Vay, sen kardeşine güzellik yapıyorsun he? Ulan amına koduğum, gerçekten öz kardeşin gözünde görüyorsun, değil mi, o adamı? Ondan o boku veriyorsun.
İnanmayın kardeşim böyle şeylere. Kendiniz düşünebiliyorsanız o abiye rehin olmazsın. Olası senaryoyu size yazayım, biraz daha ileri gitsem filmini de çekerim.
Aldınız varsayalım. Kendinizi harika hissediyorsunuz, o his hoşunuza gitti. "Ulan, dünya böyle daha iyi çekiliyor." Vurdumduymaz, aklınız havada geziyorsunuz. Kullandığınız maddeye göre çok fark eder ama orta seviyenin bir tık altından bahsediyorum. "Ohh, ne güzel ya!" İlk seferi böyledir, her zaman acıtmaz o kadar. Ama hoşunuza gitti. Bir sefer, sıkıntılardan kaçmak, içinizdeki boşlukları doldurmak için harika bir sığınak oldu size.
Ertesi gün veya herhangi bir gün, adamı yeniden aradınız: "Abi yemek lazım ya." Bunu diyerek iletişim denetlenmesinden kurtuldunuz, adamlar hiçbir şey anlamadı farz edelim. Konumu aldınız, nakitiniz yanınızda, almaya gittiniz. Aldınız, hazırladınız ve çektiniz. "Ohh lan, dünya varmış!"
Aha! Artık ara sıra içmekten yavaş yavaş her güne dönmeye başlayacak, sizi rehin alacak. Tabi bu, belli bir zaman sonra olur. Bunu yaparken de o "sevgili abi" dediğiniz adamın cebini dolduruyorsunuz. O da müptelidir yüksek ihtimal, o da sizin sayenizde çekim yapıyordur. Neyse, artık her gün devam etmeye başladınız. Yavaştan giden günleri ve paranızı unutuyorsunuz. Belli bir süre sonra tek düşündüğünüz o bok.
Sadece size mi zararlı? Hayır kardeşim. Çevreniz de ona evriliyor. İçmeyenleri bile siz ortak etmeye çalışıyorsunuz, sokak tabiri ile: "Qual var mı ya kanka?" Evet, harika evredesiniz. Artık hayatınız böyle devam ediyor. Bir gün birisi ölünü bir yerde mi bulur, hangi şekilde ölürsün Allah bilir. Cenazene de annen, baban dışında kimse gelmez. Çünkü en çok zararın onlara dokunmuştur ama onların bir parçasısın, senden kolay kolay vazgeçmezler.
Bu en kötü senaryoydu. Bıraktın diyelim kardeşim. Geçen yıllarına veya aylarına bir bakıyorsun, ne kadar boş ve anlamsız yaşadığını anlıyorsun. O köşelere kaçıp ailenden uzak bir şekilde tüketip iyi bok yediğini zannediyorsun ya... Sonunda anlıyorsun ki kendini kandırıyorsun, onları değil. Ondan kardeşim, uzak durun. O tarz abilere de gücünüz yetiyorsa engel olun, yoksa da uzaklaşın. En iyisi de bacağına iki el ateş etmektir öyle insanların.
Gerçek Abiler
En basitinden, kavga ederken kardeşleri birbirine zarar vermesin diye kızar onlara. Ama harbiden kızar. Onun kızması, yüreğinin şefkatindendir. Yeri geldiğinde demir gibi, yeri geldiğinde ise pamuk gibidir. Bir olaya karıştığında ne olacağını anlatır kardeşine, doğru yolu gösterir, neyi yapıp yapmaması gerektiğini söyler. Düştüğünde kardeşini kaldırır, hata mı yaptı; düzeltmeye çalışır.
Mahallede o insanın varlığını bilmeyen yoktur. Böyle insanlar bulunmaz nimetlerdir. Bilirler ki para, pul, mal, mülk, şan, şöhret gelip geçici. Onlar kendilerini bu mücadeleye adamıştır. Bu devirde böyle abi bulamazsınız kardeşim.
Ha bir de, yeri geldiğinde döver, yeri geldiğinde severse, bilin ki siz onun öz kardeşisiniz.
Sağlıcakla kalın kardeşim.